Gestasyonel Diyabet ve Bebeğin Cinsiyeti Arasında Bağlantı Var Mı?

Spermin Ölmesine Neden Olan Etkenler Nelerdir?
5 Mart 2019
Düşüğü Önlemek İçin Neler Yapılmalı?
13 Mart 2019

Gestasyonel Diyabet ve Bebeğin Cinsiyeti Arasında Bağlantı Var Mı?

Diyabet, vücuttaki pankreas bezinin yeterince iyi ya da hiç çalışmamasından dolayı kan şekerini düzenleyici hormon olan insülin üretememesi ve kişinin kan şekeri seviyesinin normalde olması gerekenden düşük olması sorunudur. İnsülin vücutta salgılanamazsa ya da etkisiz kalırsa hücrenin enerjisini karşılamak gibi bir görevi olan şeker hücreye giremez ve kanda birikir. İşte bu birikim sonucunda kanda olması gerekenden daha fazla şeker olması sorunu ise tüm hücrelere, tüm organlara zarar verir.

Yukarıda kısaca açıklanan diyabetin, yani şeker hastalığının gebelik öncesinde yokken gebelikte ortaya çıkması durumu ise gestasyonel diyabet olarak adlandırılır. Bu sorun gebelik döneminde ilk kez ortaya çıkan ya da önceden var olan, ancak belirti vermeyen, teşhis edilmeyen, gebelikte fark edilen, her derecedeki glikoz tolerans bozukluğu, vücutta kullanılamayan şekerin kanda birikmesi sorunudur.

Gestasyonel diyabet

Gestasyonel diyabetin hem bebeğe hem de anne adayına zararları ve tehlikeleri hakkında tüm uzmanlar hemfikirdir. Fakat bu sorunun tarama, takip ve tedavisi konusunda birtakım farklı fikirler bulunmakta, farklı yöntemler izlenmesi gerektiğine dair görüşler öne sürülmektedir. Gebelikte en sık rastlanan metabolik sorunların başında gelen gestasyonel diyabet, tüm dünyada gebeliklerin ortalama % 5 – 10’unda görülür. Bununla birlikte gebelik döneminde anne adayı ve bebekte hastalık gelişmesi ve doğum esnasında ölüm riskini arttıran nedenler arasında gestasyonel diyabet ilk sırada yer almaktadır. Gestasyonel diyabet yaşayan anne adaylarında bebeğin anne karnında kaybedilmesi ve bebekte hastalıklar görülme riskleri normal gebelere kıyasla yaklaşık 4 kat daha fazla olur. Tüm bu ciddi riskler göz önünde bulundurulduğunda her anne adayının doğum öncesi dönemde gestasyonel diyabet taramasından geçmesi, hatta gebelik planlandığı dönemde ve gebelik döneminde anne adayının şeker hastalığı bakımından sıkı bir kontrolden geçmesi gerekir.

Gestasyonel diyabet taraması

Gebelik sırasında gestasyonel diyabet taraması için kullanılan glikoz tolerans testleri bazı uzmanlar tarafından desteklenirken, bazıları tarafından da sakıncalı bulunabilmektedir. Bu konudaki tartışma ve araştırmalar devam etmektedir. Zira anne adaylarına aç karnına yüksek oranda şeker içeren bir solüsyonun içirilmesi ve o şekilde bir saat bekletilmesinin zararları olabileceği fikrinin karşısında, anne adayının zaten günlük beslenme rutininde sıfır şeker ile beslenmediği, zaten şekerli tüketmeye bünyesi alışkın olduğu için de zararı olmayacağı fikri bulunmaktadır. gebelikte şeker taraması için uygulanan şeker yükleme testinin olası bir gebelik diyabeti sorununu tespit etmeye yarıyor olması bu testin gerekliliğine işaret etmektedir.

Gestasyonel diyabet taraması için tüm dünyada en yaygın olarak kullanılan tarama testi 50 gram, bir saatlik glikoz testi şeklindedir. Uzmanlar bu testin gestasyonel diyabet vakasını tanıma duyarlılığının % 60 – 80 arasında olduğunu düşünmekteler. Gestasyonel diyabet testi anne adaylarına gebeliğin 24. haftasından sonra uygulanır ve testte ilk saat glikozu 140 mg/dl üzerinde olanlar kadınlara bir sonraki tanısal test olan 100 gram Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) uygulanır. Her iki testte de “normal” kabul edilen sınırı aşan hastalar gestasyonel diyabet (Gestasyonel Diyabetes Mellitus) vakası olarak değerlendirilir ve gerekli önlemler alınır.

Gestasyonel diyabetin belirtileri nelerdir?

diyabet

Diğer adı gebelik şekeri olan gestasyonel diyabet olan hastalığın maalesef ki herhangi bir net belirtisi yoktur. Fakat bu konuda risk faktörleri olarak bahsedilebilecek durumlar mevcuttur. Şöyle ki; gebelik için ileri yaşta olan, yani 35 yaş üzerinde olan, gebelik öncesinde kilosu normalin üzerinde olan, gebelik sürecinde sağlıksız beslenen ve fazla kilo alan, daha önceki gebeliklerinde ölü doğum, iri doğum, anomalili bebek öyküsüne sahip olan, daha önceki gebeliklerinde gebelik diyabeti tanısı konan, ailesinde diyabet öyküsü olan anne adayları gestasyonel diyabet açısından daha fazla risk taşımaktalar. Bu sebeple de sıralanan bu özelliklerin bir ya da birkaçını taşıyan anne adaylarının kan şekeri daha sık aralıklarla kontrol edilmelidir. Aksi halde gestasyonel diyabetin kendine has belirgin işaretleri olmadığı için anlamak mümkün olmayabilir, sadece test yapılırsa tespit edilebilir.

Gestasyonel diyabet tanısı nasıl konur?

Aslına bakılırsa her anne adayı gestasyonel diyabet bakımından az ya da çok risk taşıdığından her anne adayının kan şekerinin kontrol edilmesi ve test yapılması gerekir. Bununla birlikte yukarıda sıralanan gebelik şekeri açısından risk faktörlerinin bir ya da birkaçını taşıyan anne adaylarına gebelik için gidilen ilk doktor muayenesinde açlık kan şekeri, yani açlık plazma glikozu-APG ölçümü yapılmalıdır. Yapılan bu ölçümde elde edilen değer 126 mg/dl veya üzerinde çıkarsa HbA1c değerine bakılmalı, bu değerin de normal değerlerin üzerinde olması durumunda gebelik öncesi diyabet kabul edilip tedavi edilmelidir. Anne adayının Açlık Plazma Glikozu (APG) değeri 126 mg/dl’den düşük çıkarsa standart 75 gram glikozla şeker yüklemesi yapılarak değerlendirilmesi yeterli olur.

Gestasyonel diyabet vakalarında anne adayının gebelik şekerine bağlı olarak bebeğin normalden daha büyük olacak olması dolayısıyla ortaya çıkacak riskleri azaltmak, anne adayının sağlığını korumak ve ilerideki diyabet riski olan bireyleri izleyebilmek için tüm anne adaylarında gebelik diyabeti açısından tarama testi yapılması çok büyük önem taşır. Çünkü gebelik şekeri olan kadınların zor doğum, sezaryen doğum, bebeğin kan şekerinin düşük olması gibi pek çok riskli durum yaşaması söz konusudur.

Gestasyonel diyabet; tüm dünyada anne adaylarının yaklaşık olarak % 5 -10’unda görülür, genellikle gebeliğin 24 – 28. haftalarında ortaya çıkar ve maalesef ki sonraki gebeliklerde de tekrarlayabilir.

Gebelik diyabetinin tespit edilmesi ve bu bağlamda önlemler alınması doğum sonrası için de önemlidir. Çünkü daha önceden gestasyonel diyabet geçirmiş olan kadınlarda, daha sonraki yıllarda kalıcı tip 2 diyabet gelişme riski oldukça yüksektir ki, bu da hayati tehlike oluşturabilen, tüm organların sağlığını ve fonksiyonlarını olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu bakımdan gebeliğinde diyabet sorunu yaşayan kadınların doğum sonrasında en kısa süre içinde ideal kilolarına dönmeleri ve düzenli olarak spor yapmaları gibi birtakım önlemlerle hastalığın tekrarlama riskini azaltma yoluna gidilmelidir.

Her ne kadar gestasyonel diyabetin tehlikeli, riskli olması söz konu olsa da, günümüzün modern tıp imkanları gebelik sürecinin en iyi şekilde planlanmasına ve yürütülmesine olanak tanımaktadır. Bu tür bir risk taşıyan anne adaylarının da kan şekeri kontrol altında tutulmakta ve modern gebelik takip yöntemleri sayesinde, diyabetli kadınlar da sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilmekteler.

Diyabet tedavisi gebelik sırasında değiştirilmeli mi?

diyabet-1

Gebelik süreci anne adayının vücudunda çok önemli ve etkili fiziksel ve hormonsal değişimlere sebep olur. Anne adayının hem hormon seviyelerinin değişmesi, hem de bebeğin büyümesi nedeniyle insülin ihtiyacı değişir, artar ve dikkat edilmezse kan şekeri çok yükselebilir. Gebelik öncesinde tip 1, yani insüline bağımlı bir diyabeti olan anne adayının, varsa insülin tedavisinin yoğunlaştırılması ve sık aralıklarla insülin tedavisi programına alınması gerekir. Bunun yanında kan şekerinin de gebelik öncesine göre çok daha sık kontrol edilmesi önemlidir.

Gebelik öncesi dönemde zaten Tip 2 diyabet, yani insüline bağımlı olmayan diyabeti olan anne adaylarında ise gebelik planlandığı andan itibaren ağızdan alınan haplar bırakılmalı ve insülin tedavisine başlanmalıdır. Çünkü ağızdan alınan kan şekerini düşürücü ilaçların, gebelikte güvenli olmadığına dair veriler bulunmakta, gebeliği riske atabileceği düşünülmektedir. Zaten Tip 2 diyabet, günümüzde giderek daha genç yaşlarda ortaya çıkmakta, doğurganlık çağındaki kadınlarda da sıklıkla görülebilmektedir. Bu sebeple de gebe kalmak isteyen kadınlarda Tip 2 diyabet riskiyle karşılaşılma riski çok daha yüksek hale gelmiştir.

Önceden bu tür bir sorun olmadığı halde gebelikle birlikte gebelik diyabeti çıkan kadınlar genellikle insülin tedavisinden endişe etmekteler ve tedavide kullanılan ilaçların bebeklerinin sağlığına ve gelişimine zarar verebileceği ya da bebekte de şeker hastalığı ortaya çıkacağı endişesi taşırlar. Ancak gebelikte uygulanan insülin tedavisi ile anne adayının yüksek olan kan şekerlerini normale döndürerek, bebekte gebelik döneminde veya doğum sonrası günlerde ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne geçebilmek mümkün olmaktadır. Bu bakımdan uzmanların hepsi gebelikte insülin tedavisi önerilen anne adaylarının bu tedaviyi uygulamalarının önemli ve güvenli olduğu konusunda hemfikirler.

Gebelikte uygulanan insülin tedavisinin bebeğe nasıl bir etkisi olur?

Hamilelik sürecinde hemen her türlü ilaç ve tedavi anne adayı için endişe verici olabiliyor. Ancak gebeliği takip eden doktorun ve alanında uzman kişilerin güvenli olduğu için önerdikleri ilaçlarda ve tedavilerde bebek ya da anne adayı için herhangi bir sakınca, tehlike ya da risk görülmez. Gestasyonel diyabet tespit edilen anne adayları da genellikle insülin tedavisinden korkar ve bebeklerinde de şeker hastalığı ortaya çıkabileceği endişesine kapılır. Oysaki gebelik döneminde insülin tedavisi almak, yüksek olan kan şekerlerini normale döndürmek demektir ve bu sayede bebekte anne rahmindeyken veya doğum sonrasında sorun yaşanması insülin tedavisi ile önlenmiş olur. Bu bakımdan gebelikte insülin tedavisi çok başarılı ve güvenli bir şekilde uygulanır. Fakat burada önemli olan gebelik süresince kan şekerini kontrol altında tutabilmek için insülin dozlarının sık sık aralıklarla kontrol edilmesi ve doğru ayarlanmasıdır. Anne adaylarının gebeliğin ilk üç ayında sıkça yaşadıkları bulantı ve kusmalar, karbonhidratlı gıdalar almasını zorlaştırdığı için bu dönemde insülin ihtiyacı eskiye oranla azalabilir. Bundan sebeple de eğer gerekli önlem alınmazsa ani kan şekeri düşüklüğü sorunu yaşanabilir. Ayrıca bebek daha hızlı büyümeye başladığı için gebeliğin ikinci üç ayından itibaren insülin ihtiyacı artar ve doğum öncesinde en üst seviyeye çıkar.

Gestasyonel diyabet gebelik döneminde hangi sıklıkla kontrol edilmeli?

cinsiyet-1

Gebelik öncesinde diyabet problemi olan ya da gebelikte ortaya çıkan gestasyonel diyabet sorunu olan anne adayları hem diyabetle ilgilenen doktor hem de jinekolog tarafından sık sık kontrol edilmelidir. Diyabet dolayısıyla gebelikte oluşabilecek komplikasyonlar bakımından anne adayının göz, böbrek fonksiyonları da doktorun önerdiği aralıklarla kontrolden geçirilmeli ve gestasyonel diyabeti olan anne adayları gebelik boyunca toplam 10 – 13 kilo arasında almalıdır.

Gebelikte şeker testleri zararlı mıdır?

Gebelikte kan şekerini ölçmek için yapılan oral glikoz tolerans testinde anne adayının bulantı, kusma gibi şikayetleri olması normaldir. Ancak bu testlerin anne ya da bebeğe herhangi bir zararı olmaz, olası bir gebelik şekerinin zararları da önlenmiş olur.

Gebelik şekeri bebeğin cinsiyetini etkiler mi? 

Halk arasında gebelik şekeri ve bebeğin cinsiyeti arasında bir ilişki olabileceğine dair birtakım yanlış inanışlar bulunmaktadır. Ancak bunun herhangi bir şekilde gerçeği yansıtması söz konusu değildir. Şöyle ki; gebelik şekerinin kontrol edilmemesi bebeğin sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilerken, bunun dışında bebeğin cinsiyeti ya da karakteristik özellikleri gibi bir durumun gebelik şekerinden etkilenmesi olası ve mantıklı değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.