Çocuk Sahibi Olanlarda Kısırlık Yaşayabilir Mi?
10 Kasım 2017
Hamilelikte En Yaygın Endişe Kaynakları
13 Kasım 2017

Erken Doğum Belirtileri

Normal bir gebelik süresi genel olarak 40 hafta, yani 280 gün sürmektedir. Ancak bu 40 hafta en son adet kanamasının ilk gününden doğuma kadar geçen süreyi kapsamaktadır. Bu bağlamda ideal gebelik süresinin 39 – 40 hafta olduğu bilinmektedir. Ancak genellikle bebekler 40. haftayı beklemez, 38. ya da 39. haftada doğum gerçekleşir. Bebeğin gelişimi, doktorun kanaati ve anne adayının vücudunun hamilelikle, doğumla ilişkisi gibi pek çok faktörün etkili olduğu bu doğum durumunun 37. haftadan sonra gerçekleşmesi “normal” olarak kabul edilir. Bu bakımdan 37. haftadan erken gerçekleşen doğumlar ise “erken doğum” olarak ifade edilir.

Erken doğum nedir?

Erken doğum ya da preterm doğum, kadının son adet tarihine göre 24. hafta ile 37. hafta arasında doğumun gerçekleşmesidir. Aslında 34. ve 37. haftalar arasında olan erken doğumlar tüm dünyada gerçekleşen erken doğumların % 70’lik dilimini oluşturmaktadır. Bu süreler içinde gerçekleşen erken doğum, geç preterm eylem olarak adlandırılmaktadır.
Bütün doğumlar düşünüldüğünde bunların yaklaşık % 10’u erken doğum şeklinde gerçekleşir. Erken doğumlar; doğuştan gelen anomaliler hariç, neonatal ölümlerin, yani yenidoğan dönemindeki ölümlerinin % 75’inin nedenidir. Doğumun beklenenden ya da normal kabul edilen dönemden önce olması bebekte görme ve işitme problemleri, kronik akciğer hastalığı, okul başarısızlığı, serebral palsy (spastik çocuk) gibi ciddi sorunların görülme riskini daha fazla artırmaktadır.

Erken doğum ve bebeğin yaşama şansı

dogum-5

Normal doğum zamanından daha erken doğan bebekler gelişim ve büyüme açısından dezavantajlıdırlar. Bu bakımdan erken doğumlarda bebeğin yaşama şansı doğum haftası ile doğru orantılıdır. Bebeğin anne karnında kalma süresi arttıkça, yaşama şansı da giderek artar. Bu bağlamda gebeliğin 24. haftasında doğan bebeklerin çok az bir bölümü yaşayabilirken, 26. haftadaki doğumlarda bebeklerin yaşama şansı yaklaşık % 50 civarındadır ki, bu yüksek bir orandır. Aynı düşünceden hareketle 28. haftada gerçekleşen doğumlarda ölüm oranı yaklaşık % 25 iken 30. haftada % 10 civarındadır. Hatta 34. haftadan sonra doğan bebekler yüksek oranda yaşama şansına sahip olur.

Erken doğum belirtileri nelerdir?

dogum-2

Erken doğum kavramı gebeliğin 24. haftasından itibaren 37. haftanın başına kadar olan doğumları kapsar. Bu dönem içinde, yani gebeliğin ikinci 3 aylık dönemi ile üçüncü üç aylık döneminde kasılmalar ortaya çıkabilir. İşte bu kasılmalar genelde 24. ila 37. haftası arasında herhangi bir zaman yaşanabilir. Bunlar kısa süreli ve çok seyrekse sorun teşkil etmeyebilir. Ancak durmazsa ve zamanla daha sık, düzenli ve rahatsız edici hale gelirse erken doğuma işarettir.

Tehlikeli olan erken doğum belirtileri

dogum-3

• Anne adayının kasık kemiğinin üstünde adet dönemine benzer kramplar,
• Leğen kemiğinde, uyluk kemiğinde ya da kasıklarda basınç veya ağrı hissi,
• Bel ve sırtta uzun süre geçmeyen ağrı ya da basınç,
• Bağırsaklarda kramp,
• Düzenli aralıklarla ishal,
• Vajinal akıntının miktarının artması, renginin koyulaşması ya da yoğunluğunun artması,
• Vajinadan kan gelmesi erken doğuma işaret eden belirtiler arasındadır.

Kadın, gebeliğinin 24., hatta bazen 20. haftasından sonra bu belirtilerden birini ya da 1 – 2 saat içinde 3 – 4 kez veya daha fazla yaşarsa vakit kaybetmeden doktoru aramalı, bir sağlık kuruluşuna gitmelidir. Doktor, kontrol için hastaneye çağırabilir ya da kasılmaların zamanını, sıklığını öğrenmek isteyebilir. Bu durumda doktora en sağlıklı bilgiyi verebilmek için kasılmaları (uterusta meydana gelen sıkılaşma ve gevşemeleri) kadın, parmak uçlarını hafifçe karnına koyarak hissedebilir, ölçebilir.

Bu erken doğum tehdidi, yani erken doğum riski 37. haftadan önceki bir dönemde sadece sancıların başlaması anlamına gelir.

Eğer bu sancılar artarsa büyük ihtimalle erken doğum meydana gelebilir. Ancak kadının rahim ağzında açılma olmuşsa, bebek doğum kanalında ilerlemeye başlamışsa, erken doğum eyleminin gerçekleştiği anlaşılır.

Ancak altını çizmekte fayda var ki, bebeğin doğum tarihi yaklaştıkça uterusun arada bir kasılması, büyümesi, gerilmesi normaldir. Bu şekilde vücut doğum için “alıştırma, hazırlık” yapıyordur. Bu hazırlık kasılmalarına Braxton-Hicks kasılmaları adı verilir ve bunlar her doğumda son derece normaldir.

Kadınların yaklaşık yüzde 10’u hamilelik sürecinde erken doğum kasılmaları yaşar. Normal olarak kabul edilen Braxton-Hicks kasılmalarından farklı olarak, erken doğum kasılmaları gerçek doğumun yaklaştığına, hatta kısa süre içinde beklenmedik şekilde gerçekleşeceğine işaret eder. Erken doğum belirtileri aslında bebeğin dünyaya gelmeye hazır olmadan önceki bir dönemde doğacağını gösterir.

Erken doğum kasılmaları ve Braxton-Hicks kasılmaları arasındaki farklar

Yukarıda da bahsedildiği üzere Braxton-Hicks kasılmaları her hamilelik sürecinde yaşanır ve vücudun doğuma hazırlanması açısından önemli ve faydalıdır. Ancak bu kasılmaları erken doğum belirtilerinden ayırmak gerekir. Zira erken doğum hem bebek hem de anne için sakıncalı olabilir. Bu bakımdan kasılmaların erken doğum kasılmaları mı yoksa Braxton-Hicks kasılmaları mı olduğunu anlamak için kasılmaların dönemi, sıklığı ve şiddeti önem taşır.

• Braxton-Hicks kasılmaları gebeliğin üçüncü üç aylık döneminde görülmeye başlanırken, erken doğum kasılmaları ikinci 3 aylık dönemde başlayabilir.
• Braxton-Hicks kasılmaları sanki anne adayının karnı altüst oluyormuş gibi uterusta çok yoğun genel bir sıkılaşma ve baskı olur. Kadın o anlarda sanki bebeğin karnında takla attığını hissedilebilir. Ancak erken doğum kasılmalarında bu durum kramp, baskı, basınç, bazen de bir vuruş şeklinde olur.
• Braxton-Hicks kasılmaları genellikle ağrılı değildir. Erken doğum kasılmalarında ise kadın; belinde, sırtında, leğen kemiğinde, uyluk kemiğinde, bağırsaklarında ağrı, acı hisseder.
• Braxton-Hicks kasılmaları çoğunlukla yaklaşık bir saat sürer, sonrasında sanki hiçbir şey olmamış gibi gayet iyi hisseder. Erken doğum kasılmaları ise daha kısa süreli, ancak daha sıktır.
• Tüm hamile kadınlarda Braxton-Hicks kasılmaları olmakla birlikte, kadınların hepsi özellikle de ilk bebek sırasında bunları hissedemeyebilir. Çünkü ilk hamilelikte her şey kadın için yenidir ve belirtileri birbirinden ayıramamak normaldir. Bu sebeple kadın gebeliğinin üçüncü 3 aylık döneminde bu kasılmaları hissetmezse endişelenmesine gerek yoktur.

Erken doğumu durdurulabilir mi?

dogum

Erken doğum belirtileri başlar başlamaz, doktora ulaşmak mümkün olursa durdurulabilir. Doktor erken doğum başlangıcı tespit ettiğinde başlarsa, bunu durdurmak için, yatarak dinlenme, bolca sıvı içme gibi bir dizi öneride bulunacaktır. Buna rağmen kasılmalar devam ederse, daha yakından izleyebilmek için kadının hastanede yatması gerekebilir. Ancak yeniden altını çizmekte fayda var ki, zamanında müdahale edildiğinde erken doğum durdurulabilir.

Erken doğumu önlenebilir mi?

Aslında erken doğum vakit kaybetmeden doktora başvurulduğunda durdurulabilir. Erken doğumu en baştan önleyebilmek için;

• İkinci ve üçüncü 3 aylık dönem içinde uterusu “rahatsız” edecek olan su kaybını önlemek için birkaç saatte 1 – 2 bardak su içebilir.
• Sağlıklı bir diyet izleyip fazla ya da eksik kilo alımı önlenebilir. Bu bağlamda gebelik döneminde 10-15 kilo alımı normal kabul edilir.
• Gebelikte sıkça karşılaşılan idrar yolu enfeksiyonunu önlemek için, idrara çıktıktan sonra ve bağırsakları boşalttıktan sonra her zaman önden arkaya temizlenebilir.
• Her saat başı, yani saatte bir bacakları yüksekte tutarak bir süre oturulabilir.
• Ağır bir nesne, yük kaldırmaktan uzak durulabilir.
• Hayat içindeki stresi azaltılabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.