Düşüğü Önlemek İçin Neler Yapılmalı?
13 Mart 2019
Asherman Sendromu Nedir?
24 Mayıs 2019

Doğum Sonrası Psikoz

Gebelik, bir kadının yaşamının en mutlu, en heyecanlı, en keyifli ve aynı zamanda da en zorlu, en gergin dönemlerinden birisidir. Anne adayları hem bebeğin sağlıklı olup olmadığı, hem hamileliğin nasıl ilerleyeceği hem de doğumdan sonra neler olacağı, iyi bir anne olup olamayacağı ile ilgili pek çok endişe taşırlar. Çalışan ve ciddi bir şikayeti olmayan, sağlık sorunu yaşamayan anne adayları için gebelik görece rahat ve konforlu geçerken, ruhsal, zihinsel veya fiziksel sağlık sorunlarının yaşanabildiği gebelikler ve sonrasında doğum süreci kesinlikle zor olabiliyor. Zaten gebelik, doğum ve doğum sonrasında hayatına yeni giren bir bireye alışabilmek çok ciddi bir değişim ve zorluk getirebiliyor. Halk arasında da lohusalığın bu kadar önemsenme sebebi de aslında bu zorluklardır. Gebelik ne kadar zorsa, doğum ve sonrasındaki bebeğe, bebekli yaşama alışma da en az onun kadar çetrefilli olabiliyor.

Doğum sonrasında hiçbir sorun yaşamadan, küçük de olsa sıkıntı hissetmeden bu süreci atlatabilen kadın sayısı az olmakla birlikte, çok ciddi sorunlar yaşanması da nadirdir aslında. Bu bağlamda doğum sonrasında genelde kadınlar ortalama olarak hafif sayılabilecek bir gergin ruh hali içine girerler ve süreç ilerledikçe sıkıntılar da yavaş yavaş geçer, zaten normali de, beklenen de odur. Ancak bu şekilde beklendiği gibi olmayan vakalar çok zorlu olabiliyor ve kesinlikle tıbbi bir yardım gerekebiliyor. Bu tür zorlu vakalarda “doğum sonrası psikoz” söz konusu olabiliyor.

Doğum sonrası psikozu nedir?

Doğum yapan her kadının sonraki günlerde biraz ruh halinde değişiklikler olması, zaman zaman depresif bir ruh haline bürünmesi normal karşılanabilir. Ancak bunun hafif seyrettiği ve kısa sürede geçtiği durumlar için bir normallikten bahsedilebilir. Oysaki doğumdan sonra başlayan aşırı huzursuzluk, yorgunluk, mutsuzluk, endişe, yıkım, hezeyan ve halüsinasyon görme gibi normal dışı durumlar “doğum sonrası psikoz” sorunudur. Bu tür psikotik durumlar yaşandığında, fark edildiğinde acilen tıbbi bir yardım alınmalıdır.

dogum-1

Toplumda çok sık olarak yaşanmayan doğum sonrası psikozunun yaşanması durumunda çok ciddi bir vaka olarak kesinlikle tıbbi tedavi alınması önerilmektedir. Zira zamanında doğru şekilde tedavi edilmeyen doğum sonrası psikozu anne ve bebeğin hem ruhsal durumunu hem de can güvenliğini riske atabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; doğum sonrası psikozu kesinlikle çok ciddi riskli bir hastalıktır.

Doğum sonrası psikozu çoğunlukla doğumdan sonraki ilk 4 hafta içinde ani belirtilerle kendini birden göstermektedir. Ancak bazı vakalarda daha gebeliğin son döneminde şikayetler ve belirtiler hafif şiddette gözlenebilmektedir. Anne adayının yaşadığı uykusuzluk, irritabilite, huzursuzluk, aşırı sinir hali erken dönem doğum sonrası psikozu belirtileri olarak bilinir. Bu tür belirtiler gözlendiğinde daha doğum sürecine girilmeden anne adayının yardım alması iyi olacaktır.

Gebeliğin son dönemlerinde bu belirtiler olduğu halde müdahale edilmediğinde, ilerleyen dönemde bu tabloya gerçekle ilgisi olmayan düşünceler, anlamsız, saçma konuşmalar da eklenebilir. Tedavi edilmeyen doğum sonrası psikozu vakaları her geçen gün daha da şiddetlenerek devam eder. Bu kadınlar ilerleyen dönemde bebeklerine bakamayacaklarını, bebeğin hasta ya da ölü olduğu düşünebilirler, sürekli farklı sanrıları vardır, bebeğe ya da kendisine zarar vermesi gerektiğine dair işitsel halüsinasyonlar bile söz konusu olabilir. Yani doğum sonrası psikozu çok ciddi bir hastalıktır.

Doğum sonrası psikozu belirtileri nelerdir?

dogum-1

  • Gerginlik,
  • Huzursuzluk,
  • Mutsuzluk,
  • Endişe,
  • Uykusuzluk,
  • İrritabilite
  • Yorgunluk, halsizlik,
  • Gerçek dışı düşünceler,
  • Anlamsız konuşmalar,
  • Bebeğe iyi bakamayacağını düşünme ve bunun için aşırı endişelenme,
  • Bebeğin hasta olduğunu düşünme,
  • Bebeğin öleceğinden korkma,
  • İntihar düşüncesi ve riski,
  • Bebeği öldürmeye meyil,
  • Şiddette eğilim,
  • Duygu durumunun ani dalgalanması,
  • İştah kaybı,
  • Yemek yemeyi, hatta su içmeyi bile reddetme,
  • Tükenmişlik,
  • Suçluluk hissi,
  • Halüsinasyon görme

Doğum sonrasında ilk günler; yorgunluk, halsizlik, gerginlik gibi şikayetler hafif düzeyde seyrediyorsa ve her geçen gün azalıyorsa normaldir. Ancak şiddetli seyrediyorsa doğum sonrası psikozu belirtisi olarak kabul edilir.

Doğum sonrası psikozunda kimler risk altındadır?

Doğum sonrası psikozu aslında her kadında ortaya çıkabilmekle birlikte, binde bir gibi nadiren görülen bu sorunun daha sık yaşandığı bazı risk gruplarından da bahsetmek mümkündür. Bunlar daha çok; ilk hamileliği olanlar, çok genç yaşta hamile olanlar, daha öncekiler hamilelik ve doğum sonrası dönemde benzer hastalık geçirenler, ailesinde ruhsal hastalık öyküsü olanlar şeklinde sıralanabilir. Bu tür risk barındıran kadınların kesinlikle çok ciddi bir hassasiyetle takip edilmesi gerekiyor. Bu sorunun çoğunlukla bipolar bozuklukla bağlantılı olabildiği de bilinmektedir. Bu bakımdan bipolar bozukluk tanısı olanlarda doğum sonrası psikoz riski dolayısıyla da daha fazla takip edilmelidir.

Doğum sonrası psikoz neden olur?

Doğum sonrası psikoz, çok sık görülmemekle birlikte, aslında her kadın gebeliğin son dönemlerinde ve doğum yaptıktan sonraki ilk 1 – 1 buçuk ay içinde birtakım ruhsa, duygusal sorunlar yaşayabiliyor. Ancak genellikle bunlar kısa süre içinde ve aile üyelerinin desteğiyle geçebiliyor. Doğum sonrası psikoz söz konusu olduğunda ise uzmanların bazılarının biyolojik olarak hormonsal değişikliklerin psikotik belirtilere yol açabileceğine dair görüşleri bulunmaktadır. Ancak yine de bu sendromu sadece hormonsal değişikliklere bağlamak doğru olmayabilir. Bu bağlamda aslında kadının gebelik süresince nasıl bir 9 ay geçirdiği, eşiyle ilişkisi, varsa diğer çocuğuyla iletişimi, diğer aile üyelerinin tutumu, iş ve sosyal yaşamındaki çevresel stres etkenleri ve doğumla bağlantılı komplikasyonlar da psikotik bulguların gelişimine katkıda bulunabiliyor.

Doğum sonrası psikozunda erken tanı ve tedavi çok önemlidir!

Doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde yeni annelerin birtakım ruhsal gelgitler yaşamaları normalken, bunların aşırı boyutta seyretmesi ve yukarıda sıralanan şikayetlerin olması durumunda tedavi edilmeliler. Doğum sonrası psikozu belirtileri gösteren kadınlar ne kadar erken dönemde tanı konur ve tedaviye başlanırsa, sorun da o kadar kolay çözülebilecektir. Bu bakımdan doğum yapan her kadının bir yakını ve özellikle de eşi tarafından yakından izlenmesi çok önemlidir. Zaten yeni doğum yapan kadınların yakından izlenmeleri bu sorunun erken saptanmasına katkıda bulunmaktadır. Çünkü tanı ve tedavinin gecikmesi hastalığın süreklilik kazanması, daha uzun süre devam etmesi ve tedaviye direncin oluşmasına sebep olmaktadır. Bunların yanında zamanında tedavi edilmeyen doğum sonrası psikozun hem anne hem de bebeğin güvenliğini tehdit ettiği, annede kalıcı duygu durumu bozukluklarına sebep olabildiği bilinmektedir. Tüm bunlardan yola çıkılarak doğum sonrası psikozu tanısı konan kadınlar acilen uygun bir hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir.

Doğum sonrası psikoz nasıl tedavi edilir?

Erken dönemde tanı konan ve tedaviye başlanan doğum sonrası psikozu vakalarında tedavi kısa sürede etkisini göstermektedir. Bu sayede anne ve bebeğin sahip olması gereken duygusal, tensel yakınlık da sekteye uğramamaktadır. Doğum sonrası psikozun hastaneye yatırılarak değerlendirilmesi, ilaç tedavisi ve bazı vakalarda EKT (eletroşok) tedavisine başlanması ile şikayetlerin hızla gerilemesi sağlanır. Vakanın şiddeti ve ciddiyetine göre tedavinin süresi ve içeriği de değişebilmektedir. Gerekli ilaç tedavisi ve EKT (eletroşok) tedavisi yapıldıktan sonra hastaya ruhsal, eğitimsel yaklaşımlar ve psikoterapi de uygulanmaktadır. Bu sayede tedavi sürecinin daha sağlıklı ilerlemesi ve başarının kalıcı olması mümkün olabilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.